Geçen ay hesabım 2400U'dan 26.000U'ya yükseldi, bu bir şans patlaması değil, sinyal grubunu takip ederek rastgele yapmak da değil.
Sadece üç kelime: Dayanabilir.
Sözleşme ile yeni tanıştığımda, herkes gibi ben de heyecanlandım. Başkalarının kazançlarını paylaştığını görmek, on kat yirmi kat kaldıraçla bir günde binlerce U kazanması, içimde bir kıpırtı yarattı - neden ben yapamıyorum ki?
Sonra ne oldu? Üç gün üst üste, 20.000'den fazla U doğrudan 97 U'ya düştü.
O gece ekranın önünde oturuyordum, gözlerim zımpara gibi kurumuştu, parmaklarım istemsizce titriyordu. Aklımda hiçbir şey yoktu, hiçbir şey hatırlayamıyordum.
O zaman anladım: Bu pazarda kim daha zeki olduğu ile değil, kim önce pes ettiği ile yarışılıyor.
Kalan 97U gününden itibaren, tüm düşünce yapım değişti.
Bir gecede zengin olmayı düşünmüyorum, sadece nasıl hayatta kalacağımı düşünüyorum. Her seferinde %20 kazandığımda, pozisyonumun yarısını kapatıyorum, önce kârı kilitliyorum, ana parayı koruyorum. Açgözlü değilim, kumar oynamıyorum, duygularımla da savaşmıyorum.
O dönemde her gün dört saatten az uyudum - sabah iki de piyasa takibi, beşte kar alıp çıkma, sekizde tekrar gözden geçirme. Bir arkadaşım bana deli dedi, ben ise onların çok rahat olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu çevrede deli olmayanlar çoktan elendiler.
Hesap 18.000 U'ya geldiğinde, etrafımda birçok kişi kaybedip sektörden çıkmıştı.
Ben tersini yapıyorum: Ana para ne kadar fazla olursa, pozisyon o kadar hafif. Ben her zaman sadece %30'luk bir pozisyon alırım, kalan %70'i "patlama fonu" olarak kullanırım. Pazar fırsat açısından eksik değil, eksik olan bir sonraki fırsata kadar hayatta kalacak olan hesaptır.
Özellikle net hatırladığım bir işlem var.
O dönemde piyasa korkudan iyice çılgına dönmüştü, ben pozisyonumu korudum, zararı durdurma noktamı katı bir şekilde belirledim ve tam on gün boyunca bekledim. Sonuç olarak piyasa birden döndü, o tek işlem hesabımı üç katına çıkardı.
O an gerçekten anladım: büyük parayı kazananlar, asla sık sık işlem yapanlar değil, dayanabilen ve sağlam duranlardır.
Sık sık bana şunu soruyorlar: Geçen ay 2400U'dan 26.000U'ya nasıl ulaştın?
Cevabım çok basit: zihniyetle dönen, kaldıraçla değil.
Piyasa yükselip alçalırken, gerçekten güçlü olan kişiler her gün para kazanmakta değil, kaybettiklerinde panik yapmamakta ve kazandıklarında da açgözlü olmamakta.
Bu çevrede tanrı yok, ama yöntem var. Yapabileceğim her şeyi, herkes yapabilir – şart şu ki, gerçekten hayatta kalmak istiyorsun.
Eğer şu anda kaybettiğiniz için hayatınızı sorguluyorsanız veya piyasaya bakıp harekete geçmeye cesaret edemiyorsanız, o zaman durun ve ne yaptığınızı iyice düşünün.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
5 Likes
Reward
5
4
Repost
Share
Comment
0/400
ChainSpy
· 11-10 04:53
Son 97u'yu kaybettikten sonra bile atılmak cesaret ister! Biraz şey var!
View OriginalReply0
GasWaster69
· 11-10 04:48
Patron işçiye aç görün diyor.
View OriginalReply0
AirDropMissed
· 11-10 04:32
Sadece ne zaman bana ulaşacağınızı bilmek istiyorum.
Geçen ay hesabım 2400U'dan 26.000U'ya yükseldi, bu bir şans patlaması değil, sinyal grubunu takip ederek rastgele yapmak da değil.
Sadece üç kelime: Dayanabilir.
Sözleşme ile yeni tanıştığımda, herkes gibi ben de heyecanlandım. Başkalarının kazançlarını paylaştığını görmek, on kat yirmi kat kaldıraçla bir günde binlerce U kazanması, içimde bir kıpırtı yarattı - neden ben yapamıyorum ki?
Sonra ne oldu? Üç gün üst üste, 20.000'den fazla U doğrudan 97 U'ya düştü.
O gece ekranın önünde oturuyordum, gözlerim zımpara gibi kurumuştu, parmaklarım istemsizce titriyordu. Aklımda hiçbir şey yoktu, hiçbir şey hatırlayamıyordum.
O zaman anladım: Bu pazarda kim daha zeki olduğu ile değil, kim önce pes ettiği ile yarışılıyor.
Kalan 97U gününden itibaren, tüm düşünce yapım değişti.
Bir gecede zengin olmayı düşünmüyorum, sadece nasıl hayatta kalacağımı düşünüyorum. Her seferinde %20 kazandığımda, pozisyonumun yarısını kapatıyorum, önce kârı kilitliyorum, ana parayı koruyorum. Açgözlü değilim, kumar oynamıyorum, duygularımla da savaşmıyorum.
O dönemde her gün dört saatten az uyudum - sabah iki de piyasa takibi, beşte kar alıp çıkma, sekizde tekrar gözden geçirme. Bir arkadaşım bana deli dedi, ben ise onların çok rahat olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu çevrede deli olmayanlar çoktan elendiler.
Hesap 18.000 U'ya geldiğinde, etrafımda birçok kişi kaybedip sektörden çıkmıştı.
Ben tersini yapıyorum: Ana para ne kadar fazla olursa, pozisyon o kadar hafif. Ben her zaman sadece %30'luk bir pozisyon alırım, kalan %70'i "patlama fonu" olarak kullanırım. Pazar fırsat açısından eksik değil, eksik olan bir sonraki fırsata kadar hayatta kalacak olan hesaptır.
Özellikle net hatırladığım bir işlem var.
O dönemde piyasa korkudan iyice çılgına dönmüştü, ben pozisyonumu korudum, zararı durdurma noktamı katı bir şekilde belirledim ve tam on gün boyunca bekledim. Sonuç olarak piyasa birden döndü, o tek işlem hesabımı üç katına çıkardı.
O an gerçekten anladım: büyük parayı kazananlar, asla sık sık işlem yapanlar değil, dayanabilen ve sağlam duranlardır.
Sık sık bana şunu soruyorlar: Geçen ay 2400U'dan 26.000U'ya nasıl ulaştın?
Cevabım çok basit: zihniyetle dönen, kaldıraçla değil.
Piyasa yükselip alçalırken, gerçekten güçlü olan kişiler her gün para kazanmakta değil, kaybettiklerinde panik yapmamakta ve kazandıklarında da açgözlü olmamakta.
Bu çevrede tanrı yok, ama yöntem var. Yapabileceğim her şeyi, herkes yapabilir – şart şu ki, gerçekten hayatta kalmak istiyorsun.
Eğer şu anda kaybettiğiniz için hayatınızı sorguluyorsanız veya piyasaya bakıp harekete geçmeye cesaret edemiyorsanız, o zaman durun ve ne yaptığınızı iyice düşünün.